Temel Bakım Bilgileri (Sukkulentler)

IŞIK 
Aydınlık yarı gölge ortam

Sukkulentlerin önemli bir kısmı doğrudan ve gün boyu güneş alan ortamlar yerine aydınlık ve yarı gölge ortamlardan hoşlanırlar. Nispeten zararsız olan sabah ve akşam güneşleri de sevdikleri ışık koşullarındandır.

Yaz aylarında doğrudan ve uzun süre güneş ışınlarına maruz kalan sukkulentlerin içi su dolu yapraklarında "yaprak yanıkları" meydana gelir.

Buna karşın, gerektiğinden az ışık koşullarında ise, ışığa ulaşaşabilmek için boylarını uzatarak ince uzun gelişme eğilimindedirler. Bu da formlarında bozulmaya neden olur.


Ev koşullarında bakılan sukkulentler için en uygun ortam camekanlı balkonlar ya da aydınlık cam önleridir.

Sukkulent türleri içinde gölge ortamdan en çok hoşlanan türler arasında Haworthialar ve bir grup Sansevieria sayılabilir.

Ülkemizde "Peygamber Kılıcı" olarak da bilinen Sansevieria trifasciata, en çok bilinen sukkulent salon bitkilerindendir.


Yetersiz ışık koşullarında formu bozulan bazı sukkulent türleri de aydınlık hatta güneşli ortamlardan fazlasıyla hoşlanırlar. Yakıcı güneşten korundukları sürece aldıkları gün ışığıyla yapraklarında meydana gelen kızarmalar görselliklerini arttırır. Bu türler arasında Echeveria agavoides "Lipstick" ve Echeveria pulvinata "Ruby Blush" sayılabilir.


Bunların dışında, yukarıda anlatılanların aksine doğrudan ve uzun süre gelen güneş ışınlarından pek de etkilenmeyen, giderek bu ışık koşullarından hoşlanan sukkulent türleri arasında Agave ve pek çok Aloe türü sayılabilir.



SULAMA (Mart-Ekim) 
Toprağı kurudukça saksıdaki toprak tamamen ıslanacak şekilde.

Sukkulentler, diğer bitkilere göre kuraklığa daha dayanıklı oldukları gibi sulama fazlalığı nedeniyle ortaya çıkan kök ve gövde çürümesi gibi sorunlara da pekçok kaktüs türünden daha dirençlidirler.

Havadar ortamlardan hoşlanırlar. 
Bu nedenle küçük havasız seralar ya da  havalanmalarını engelleyen sık diziliş koşulları aşırı sulamayla birleştiğinde bitkilerde toprak ve yaprak bitleri, pamuklu ve kabuklu bitler ve mantar oluşumları ortaya çıkabilir. Bitkimizi kaybetmemize neden olan aşırı sulama değil, aşırı sulamayla birleşen havalandırma eksikliklerinin oluşturduğu bu zararlılardır.
Toprakları tamamen ıslanacak şekilde yapacağımız sulamanın ardından tekrar sulamadan önce topraklarının tamamen kurumasına hatta bu kuru toprakla 2-3 gün yaşamalarına izin vermemiz gerekir. 
Tam kuru toprak koşullarında bile sukkulentlerimiz gereksinim duydukları suyu yaprak ve gövdelerindeki rezervlerinden kullanacaklardır.


SULAMA (Kasım-Şubat) 
Bulundukları ortam ve ısı koşulları dikkate alınarak ortalama 20-30 günde bir toprağı ıslanacak şekilde

Sukkulentlerin çoğu depoladıkları su sayesinde diğer bitkilere göre çok uzun süre susuzluğa dayanarak hayatta kalabilirler. 
Yukarıda önerilen sulama periyodlarını kaçırsanız bile bitkilerinizin yaşamlarını sürdürdüğünü görürsünüz. Ancak kuraklık uzadığında su rezervleri azaldıkça yapraklarında buruşma ortaya çıkacaktır.
Gerek bahar-yaz ve gerekse kış aylarında yaprak ve gövdelerinde göreceğiniz buruşma ve gevşeme bitkilerinizin su gereksiniminin habercisidir.

O yılın iklim durumuna göre kış aylarında ortalama 20-30 bazen 40 gün ara ile yapacağınız sulamayı ılık, güneşli günlere denk getirirseniz bitkilerinizin kışın sulama kaynaklı nemden en az etkilenmesini de sağlamış olursunuz.